Bayır aşağı paldır küldür giden Cumhuriyet tarihine gerçekçi bir bakış..

aegeanocturne
3 min readDec 27, 2020

--

Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesi, toprakları içinde eşit haklara sahip, birey bilinci içinde yetişmiş vatandaşlık kavramını esas alır. Cumhuriyetin kuruluşundan beri bu felsefeye karşı çıkan kesim; toprak ağaları, feodal beyler, şeyhler, hocalar gibi cehaletten beslenen leş kargaları olmuştur. Bu eğitimsiz leş kargalarına karşı çıkan Atatürkçü, ilerici ve aydın insanlar güneydoğuda, Tunceli’de kürt düşmanı ve faşist ilan edilip Anadolu'nun diğer bölümlerinde ise kafir ve dinsiz diye yaftalanmışlardır. Bu fişlenen aydın kesim, her toplumsal hak ve adalet arayışında copla, mermiyle boğuşmuştur. Hakkını aradığı için “vatan haini” olarak tanımlanmıştır.

Oysa ki kaliteli bir vatan haini bireysel çıkarı için vatanı ve milleti 5 kilosu 3 liradan satar. Sıradan gerçek bir Türk ise fakir doğar, cahil yaşar, borçlu ölür!

Unutulmamalıdır ki: M.Kemal Atatürk bu ülke için en şanslı istisnaydı. Ne yazık ki bu istisna da her güzel olan şey gibi çok kısa sürdü. Ata vefat eder etmez hemen 11 Kasım 1938'den itibaren aslına rücu etmeye başlayan bu topraklar, aslında hep bir ortadoğuydu. Bu bataklık üzerinde yaşayan halk ise tüm modernleşme çabalarına rağmen medeni toplum bilincine erişemedi ve ne yaptığından habersiz bir şekilde günübirlik yaşayarak kul ve reaya olmanın ötesine geçemedi.

Şimdi böyle bir toplumda ekonomik ilişkilere baktığımızda ise herkesin birbirini yakalayıp yağını söğüşlemeye çalıştığı bir düzen hakim olduğunu görmekteyiz. Eğer böyle bir katakulli düzeni, ekonomide ana güdü olursa cinayet, rant, yolsuzluk ve büyük çaplı hırsızlık olayları da her dönem muhakkak kendini tekrar eder. Medeniyetten uzak herkesin birbirini çarpmaya çabaladığı bir yağma düzeninde asıl soru şunlar olmalıdır: ‘Kim leş, kim leş yiyen karga ?’, ‘Maddi-manevi olarak kim kimi söğüşlüyor?’

Koskoca bir ülkeyi karanlığa sürükleyen ve üzerine tüy diken bazı olay ve toplum davranışları:
-> NATO’cu darbeler,
-> Kabile devletlerinde örneği görülen toplumsal din galeyanları,
- > Köylüsü efendi olacak bir ülkede tarımın bilinçli öldürülerek koskoca bir ülkenin gıda pazarının ithalata dayandırılması ve küresel tohum, ilaç şirketlerine tarımın peşkeş çekilmesi,
-> Siyasi partilerin dışarıdan ele geçirilip tek bir güdüme hizmet etmesi,
- > Aydınların yakılması, gazetecilerin hapsedilmesi,
->Her dönem ÖSYM sorularının çalınması yandaş gruplara soruların peşkeş çekilmesi ve bunun sonucunda devlet kurumlarının altının oyulması,
-> Her afet sonrası salya sümük SMS, IBAN yoluyla halktan para söğüşlenmesi,
-> Ağırlığı 90'lı yıllarda olmak üzere Jitem elemanları tarafından işlenen faili meçhul cinayetler,
-> Her dönemde bilinçli enflasyon yaratmak suretiyle ekonomiden anlamayan halkın cebinin boşaltılması(enflasyon: halkı geri kalmış cahil ülkelerde görülen örgütlü hırsızlık yöntemidir.)
- > Kökten dönüşüm ve irtica hareketlerinin radikalleştirilmesi için yapılan yalandan çakma bir darbe,

Şimdi genel vaziyet bu çerçevede iken kültürü olan fakat medeniyeti olmayan böyle bir toplumun gidişatından, muasır medeniyetler seviyesini ummak ya da bu gidişata evrensel bir mutluluk şeması çizmek ancak leş kargalarının değirmenine su taşır. Gerçekçi olun tünelin sonu bombok bir yere çıkmıyor mu?

Son olarak Nutuk’un ilk sayfalarında yer alan ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ bölümünden yani Atatürk’ten bir alıntı ile yazıyı sonlandırıyorum:
“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan yüksek bir davranışa lâyık görülemez.

Halbuki Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!”

(yazar: @aegeanocturnes )

--

--

aegeanocturne

Bireyin kişisel çıkarı ne zaman max olur? Ancak topluma minimum katkı sağladığında. Kapitalizmin kurallarını ben değil İngilizler yazdı! | aegeanocturne@pm.me