:) Bir Varmış Bir Yokmuş

aegeanocturne
3 min readMar 14, 2021

--

Fi tarihinde uçurumun kenarında yıkık bir ülke varmış.

Bu ülkenin kamu kadrolarına, ahbap-çavuş kapitalizmi ve nepotizm ile haddinden fazla liyakatsiz adamlar doldurulmuş. Üniversiteye, hastaneye, laboratuvara, bankaya, savcılığa her kurumun başına istisnasız ruhban sınıfı ilahiyatçılar atanıyormuş. Küçükken tekke, zaviyede ırzına geçtikleri, bademledikleri küçük çocukları büyüdüklerinde minnet borcu karşılığında oraya buraya düz memur, mahkemeye mübaşir, camiye müezzin, ambulansa şoför olarak atıyorlarmış. Bu liyakat çarpıklığından ötürü ülkede yavaş yavaş hiçbir kurum doğru düzgün işlemez olmuş. Çünkü kurumların dümeninde rastgele vasıfsız herifler varmış. Maliye, Hukuk, Eğitim hepsi aksak çalışıyor ya da hiç işlemiyormuş. Örneğin: Ülkede çok fazla kolluk kuvveti varmış ama sokaklarında huzur ve güven kalmamış... Ülkede rekor seviyede vaiz ve din adamı çalışıyormuş ama toplumda gram ahlak yokmuş. Toplumda her önüne gelen tuttuğunu kandırmaya, yakaladığını düdüklemeye çalışır olmuş.
Ülkede her önüne gelen kadıymış, avukatmış ama ülke vatandaşları feryat figan acı çığlıklar içinde her gün hukuk diye haykırıyormuş. Kısacası ayakların baş, başların da ayak olduğu; okumanın değersizleştirildiği ve pozitif bilimlerden tamamen koparılmış kaderci bir ülkeymiş bu…

Ülkedeki nitelikli genç beyinler, daha henüz öğrenciyken haklarından mahrum edilmiş, yerlerde sürüklenmiş, küstürülmüş. Bu öğrenciler ise mezun olur olmaz soluğu yurtdışında almışlar. Ya beyin göçü gitmişler ya da başka ülkelerde mülteci olmuşlar. Çünkü ülke öyle bir hal almış ki, zindana atamadıklarını açık havada nefessiz bırakıyormuş.

Bu ülke aynı zamanda yıllardır tarihin gördüğü en lanetli ırka yuva oluyor, onları hep seviyor ve onlara hiç durmadan kucak açıyormuş. Bu haricen monte edilmiş çetrefilli ırk, devletten bedavaya geçiniyor yiyip yiyip ürüyormuş.

fütursuzca üreyen bir ırk.jpg

Rızkı veren allah nidalarıyla devlet maaş verdikçe bu toksik ırk ürüyor, ülke yönetimi ise yerli vatandaşlarından daha çok vergi toplamak zorunda kalıyormuş. Üstelik bu verimsiz boştan nüfus artışı ülkenin gıda talebini de artırıyormuş. Ülkenin zaten tarımsal üretimi yokmuş. Bir de dışarıdan peydah olan bu ırk, ülkeye iyiden iyiye kambur oluyormuş. Hal böyle olunca da gıda fiyatları katmerli bir etkiyle yukarı tırmanıyormuş.
Sağlam kafa sağlam vücutta bulunduğundan yeterli gıdaya ulaşamayan yerli vatandaşların psikolojisi artık iyiden iyiye bozulur hale gelmiş. Ülkede günden güne intihar ve cinnet vakaları leblebi gibi artar olmuş. Memleketin ayarları bozulmuş…

Normalde ekonomik krizler 4–5 ay, bilemedin en kötü senaryo 1 sene sürermiş. Fakat toplumsal yapı çöktüğünden ve kurumlar yozlaştığından ekonomide talep uzunca bir süredir olumlu tepki vermez olmuş. Makro ekonomi, faiz-kur-enflasyon gibi bir dizi kıskaca girmiş, canlanamıyormuş. Çünkü ülke çoktaaaan umudunu yitirmiş bir korku cumhuriyetine dönüşmüş.
Toplumda beklentiler tekrar güdülemez ve yeşertilemez derecede cansızlaşmış. Daha da kötüsü gel zaman git zaman artık ekonomik çöküntü yerini etkisi kuşaklar boyu sürecek yapısal ve toplumsal bir çöküntüye bırakmış.
.
.

.

.

.

Sonra bir gün kahraman birisi çıka gelmiş.
.

.

.

.

.

.

Şaka şaka kimse çıka gelmemiş. Öyle kahramanlar 500 yılda bir gelirmiş. Yeni bir kurtarıcı kahraman için o ülkenin daha 400 seneye ihtiyacı varmış.
Ülkede ne taşın altına elini koyacak heveste bir yurttaş ne de yeterli bilgi birikimine sahip beşeri sermaye kalmış. Ülkenin bu tükenmiş ve talan edilmiş vaziyeti kimsenin umrunda olmamış açıkçası inançlar tükendiğinden kimse taşın altına elini de koyma taraftarı olmamış.

.
.
Çernobil misali öylesine çorak, öylesine enerjisi tükenmiş vaziyette kalakalmış o ülke…
Mısır, Suriye, Libya gibi ziyan olup aralarda derelerde yitip kaybolmuş o ülke.

aegeanocturne

--

--

aegeanocturne

Bireyin kişisel çıkarı ne zaman max olur? Ancak topluma minimum katkı sağladığında. Kapitalizmin kurallarını ben değil İngilizler yazdı! | aegeanocturne@pm.me